Televizyonsuz ve internetsiz, mutlu bir aile...

Günümüzde aile kavramını aşındıran en önemli etken televizyondur.

Bir diğeri ise son yıllarda kullanımı gittikçe yaygınlaşan, hatta kontrolsüz ve denetimsiz boyutlara ulaşan sanal dünya, internet...

En temel ahlak kurallarını bile hiçe sayan magazin programları, 10 - 12 yaşındaki çocukların bile sevgililerinin olduğu diziler, vahşetin kanıksanması için kanlı - silahlı görüntüleri defalarca yayınlayan haber programları aslında geleneksel aile kavramına en büyük darbeyi indiren unsurlardır.

Zaman zaman "Acaba bu tür programları Türk aile yapısını bozmak için bile bile mi yapıyorlar" diye sormaktan kendimi alamıyorum doğrusu.

Denetimden, kontrolden uzak sanal alem, internet, sosyal paylaşım adı altında yalan yanlış, kirli ve ahlaksız içeriklerin de paylaşıldığı Facebook türü siteler, şiddeti, hayalciliği, kolaycılığı ve tembelliği özendiren internet oyunları, insanları sosyal çevresiyle, ailesiyle, çocuklarıyla iletişimden koparan sanal bir alem...

Tüm bu olumsuzluklardan uzak durabilmek tabii ki elimizde, her şeyden önce çocuklarımızla mümkün olduğunca fazla zaman geçirmeye çalışmalıyız, onlarla birlikte oyunlar oynamalıyız, oğlumuzla uçurtma uçurabilmeli, kızımızla evcilik oynayabilmeliyiz, evin alışverişini hep birlikte yapmalı, eve alınacak eşyalara yapılacak harcamalara hep birlikte karar vermeliyiz. Çocuğumuzun bir birey olduğunu unutmamalı ve düşüncelerine saygı duymalıyız. Yoksa annenin televizyonda dedikodu programlarını seyrettiği, babanın ise kahvede ya da internette okey-pişti oynadığı ailelerde yetişen çocuk da aynen anne babası gibi olacaktır. 

Çok güzel bir atasözümüz vardır; ARMUT DİBİNE DÜŞER.

 Televizyonlarımızı, internetimizi kapatalım, hep birlikte oyunlar oynayalım, kitaplar okuyalım, hep birlikte vakit geçirmenin zevkini tadalım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mücadele ruhu...

Okulun "iklim"i olur mu demeyin!.. Başarıyı o belirliyor...